2 Ağustos 2012 Perşembe

Hayal

   Çok garip.
   Tanışamamamız için onca ihtimal varken, en ufak ihtimal gerçekleşip tanışıyoruz.
   Sen beni tanıyorsun, ben seni tanıyorum. Ama birlikte olamıyoruz. Tanışmamamız için onca engeli farketmeden ortadan kaldırmamıza rağmen farkında olarak bir engeli kaldıramıyoruz. Ben kaldıramıyorum daha doğrusu, senin hiçbir şeyden haberin yok oysa ki.
   Klasik bir replik vardır;”Eğer birlikte olamayacaksak Tanrı neden bizi karşılaştırdı?” diye. O soruyu sormayacağım, sormam anlamsız çünkü. Cevabını alamayacağım çünkü. Bir bildiği olduğu kesin, ve belki de ben de biliyorum bunu. Bilmezden geliyorum yine de, kandırıyorum sürekli kendimi. ”İleride birlikte olacağız çünkü, bu yüzden karşılaştık.” diyorum. Senin beni sevdiğini hayal ediyorum, koltukta birbirimize sarılarak tv izlememizi hayal ediyorum sahte umutlarımla. Güzel günler, güzel hayaller.. Sanki geleceklermiş gibi.
   Çok saçma geliyor belki olmayacağını bile bile hayal etmek. Barış Manço’nun konserine gitmeyi hayal eden bir çocuk anlar bu duyguyu. En sevdiği final yapmış dizinin tekrar yayına girmesini hayal eden biri, en sevdiği kitabı unutup tekrar o kitabı okumak, tekrar aynı heycanı ve zevki tatmak isteyen, hayal eden biri anlar. Aynı şeydir çünkü bir nevi.
   Bir bakınca hiç anlatamamışım gibi geliyor duygularımı, yetersiz ve yanlışmış gibi geliyor. Önemli değil aslında, hani cümle maşuk’a kavuşamayan aşık’ı anlatabilir ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder