İnsanlar olarak, acaba ne kadar haberdarız gidişatımızdan? Bir şeyler övülüyor, bir şeyler eleştiriliyor ama ezbere konuşan, yorumlama yeteneği alınmış robotların sayısı giderek artıyor -ki bu, eleştirilen bütün konuları ilgilendiren, en önemli konu kanımca- ve eleştirilen, övülen şeylerin hiçbir önemi kalmıyor.
Çoğunluğun bir düşünceyi, bir fikri, inancı vs. kabul etmesi o düşünceyi, inancın doğru olduğunu göstermez. Ancak bunu farkedemeyip, fikri benimseyenlerin sayısına göre bir düşünceyi benimsediğini iddia edenlerin sayısı oldukca fazla. Çoğu kimsenin bir şahsı sevmesinin nedeni o’na küçüklüğünden beri öğretilen ezber bilgiler. Bu ”eğitici sistem”, insanların yorumlama yeteneğini ve araştırma ruhu öldürüyor. Ve böylece insanı ”insan” yapan özellikler uçup gidiyor, robotlaşmış insanlar çıkıyor karşımıza.
Göz attığımızda, birbirini tanımayan iki farklı görüşlere sahip insanın tartıştığını farzedelim. Özellikle Türkiye’de, bu insanların tartışmaları kısa süre sonra kavgaya dönüşür. Nedeni basit; saygısızlık. İsviçreli bilim adamlarına söyleyin araştırsınlar onlar da aynısını söylerler.
Bu durumları göz önünde bulundurduğumuzda, elbetteki gidişatın olumsuz olduğunu söylememiz gerekir. Türkiye ya da herhangi bir bölge için değil, tüm Dünya için geçerli bu söylediklerim. Türkiye’nin gidişatının iyi olduğunu iddia etmek elbette büyük bir hata olur, lakin tüm dünyayı ve dünyanın belirli başka bölgelerini göze aldığımızda Türkiye bile küçük kalıyor.
Demek istediğim şu; neden dünyanın fani olduğunu göz önünde bulundurup 3 günlük ömür için birbirimizin kalbini kırıyoruz? Hiç düşündünüz mü veya düşünüyor musunuz, niçin bu kavgalar, bu savaşlar?
Amacım sosyal mesaj vermek, duygu sömürüsü yapmak, yazıp çizip isyan edip kapitalizme pirim verem ergenlerden olmak falan değil. Sadece merak ediyorum, gidişatın ne kadar farkındayız? Düşünüp insalığını kaybetmeyen azınlıktan mıyız, yoksa robotlaşmış insanlığını kaybetmişler topluluğundan mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder